Anasayfa
tarafından Formula 1 severler yıllardır, zirvedeki grand prix sürücülerinin cesaretlerini göstererek, yeteneklerini ortaya koymalarını sağlayacak yarışlar izleme fırsatını yakalamak istiyor. Yani pistte rakiplerini sollayan kıyasıya yarışlar seyretmeyi arzuluyor. Formula 1'deki mevcut durum henüz taraftarların bu arzusunu sürekli ve tam olarak karşılayacak durumda değil.
Şüphesiz sezon boyunca çok etkileyici manevralar oluyor. Fakat yıllardır bu tür hareketler genellikle istisna sayılabilecek kadar az. Çoğu yarışlarda sonuç pitstoplarda belirleniyor. Grand prix sanki pit duvarından oynanan hızlı bir satranç oyununa benziyor.
Bu hafta Nick Heidfeld açıklamasında, yeni kuralların, bu konuda bir değişim sağlayacağına olan güçlü inancını dile getirdi.
Öndeki aracı geçiş yani sollama meselesi, her zaman hava direnciyle ilgili bir konu oldu. Sollamayı kolaylaştırmak için "kirli havanının" olumsuz etkisini azaltmak maksadıyla F1 araçları üzerindeki karmaşık aerodinamik unsurlar, özellikle arka kanat ve difüserler üzerinde geçmişte olduğundan çok daha fazla oynamalar yapıldı.
Bu kirli hava, arkasına iyice yaklaşmaya çalışan herhangi bir aracın downforce'unu düşürmekte ve arkadaki aracın, önündeki kadar hızlı dönmesini engellemekte, dolayısıyla sollama yapma imkanı olan düzlüklere gelindiğinde arkadaki aracı çok geride bırakmakta.
İşte şimdi izleyicilere daha zevkli yarışlar sunmak ve böylece F1'in popülaritesini artırarak sponsorları da elde tutmak maksadıyla hazırlanan yeni kurallar, kirli havanın etkisini azaltmaya yönelik olarak alındı.
Üst düzey tasarımcıların da dahil olduğu bir think tank grubu, teorikte, mekanik yol tutuşu artırırken, aerodinamik yol tutuşa olan bağlılığı azaltmak suretiyle sollama imkanını güçlendirecek bir konsept geliştirdiler.
Mekanik yol tutuşu artırmak için de oluklu lastiklerden oluksuz lastiklere geçildi. Tüm bunların amacı da aracın aerodinamik downforce'unu yarıya yarıya kadar düşürmeyi amaçlıyor. Yani daha az hava direnci, daha çok mekanik yol tutuş. Böylece lastiklere yüklenen yol tutuşu sayesinde, aerodinamik unsurların etkisi azaltılarak, aracın öndekine daha çok yaklaşması ve sollamayı daha kolay yapması amaçlanıyor. İşin özü bu.
Heidfeld, Bahreyn'deki testlerde bu teoriyi değerlendirme fırsatı buldu. Ve söylediği şey de, yeni aerodinamik paketin kendisinden beklenen sonucu verdiği şeklindeydi. Tabi bu sadece Heidfeld'in açıklaması. Yine de güzel haber. Bununla birlikte gerçek sonuçları görmek için hala Melbourne'u beklememiz gerekiyor.
TurkiyeF1.Com SitEsiNdEn AlıNtıDıR
Şüphesiz sezon boyunca çok etkileyici manevralar oluyor. Fakat yıllardır bu tür hareketler genellikle istisna sayılabilecek kadar az. Çoğu yarışlarda sonuç pitstoplarda belirleniyor. Grand prix sanki pit duvarından oynanan hızlı bir satranç oyununa benziyor.
Bu hafta Nick Heidfeld açıklamasında, yeni kuralların, bu konuda bir değişim sağlayacağına olan güçlü inancını dile getirdi.
Öndeki aracı geçiş yani sollama meselesi, her zaman hava direnciyle ilgili bir konu oldu. Sollamayı kolaylaştırmak için "kirli havanının" olumsuz etkisini azaltmak maksadıyla F1 araçları üzerindeki karmaşık aerodinamik unsurlar, özellikle arka kanat ve difüserler üzerinde geçmişte olduğundan çok daha fazla oynamalar yapıldı.
Bu kirli hava, arkasına iyice yaklaşmaya çalışan herhangi bir aracın downforce'unu düşürmekte ve arkadaki aracın, önündeki kadar hızlı dönmesini engellemekte, dolayısıyla sollama yapma imkanı olan düzlüklere gelindiğinde arkadaki aracı çok geride bırakmakta.
İşte şimdi izleyicilere daha zevkli yarışlar sunmak ve böylece F1'in popülaritesini artırarak sponsorları da elde tutmak maksadıyla hazırlanan yeni kurallar, kirli havanın etkisini azaltmaya yönelik olarak alındı.
Üst düzey tasarımcıların da dahil olduğu bir think tank grubu, teorikte, mekanik yol tutuşu artırırken, aerodinamik yol tutuşa olan bağlılığı azaltmak suretiyle sollama imkanını güçlendirecek bir konsept geliştirdiler.
Mekanik yol tutuşu artırmak için de oluklu lastiklerden oluksuz lastiklere geçildi. Tüm bunların amacı da aracın aerodinamik downforce'unu yarıya yarıya kadar düşürmeyi amaçlıyor. Yani daha az hava direnci, daha çok mekanik yol tutuş. Böylece lastiklere yüklenen yol tutuşu sayesinde, aerodinamik unsurların etkisi azaltılarak, aracın öndekine daha çok yaklaşması ve sollamayı daha kolay yapması amaçlanıyor. İşin özü bu.
Heidfeld, Bahreyn'deki testlerde bu teoriyi değerlendirme fırsatı buldu. Ve söylediği şey de, yeni aerodinamik paketin kendisinden beklenen sonucu verdiği şeklindeydi. Tabi bu sadece Heidfeld'in açıklaması. Yine de güzel haber. Bununla birlikte gerçek sonuçları görmek için hala Melbourne'u beklememiz gerekiyor.
TurkiyeF1.Com SitEsiNdEn AlıNtıDıR
